MİKROPLASTİKLER, ENDOKRİN BOZUCULAR VE ÇEVRESEL ETKİLERİ ÇALIŞTAYI TAMAMLANDI

TÜBA, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve İTÜ-KKTC Eğitim Araştırma Yerleşkeleri (İTÜ-KKTC) ortaklığı ile düzenlenen "Mikroplastikler, Endokrin Bozucular ve Çevresel Etkileri Çalıştayı" 3-5 Kasım 2023 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) gerçekleştirildi.

TÜBA’nın bilimsel ve toplumsal sorumlulukla hazırladığı 3 gün süren çalıştay, mikroplastikler ve endokrin bozucuların neden olduğu riskler ve bunların, tarım, okyanuslar, iklim ve tüm canlıların sağlığı üzerindeki derin etkilerine ve yarattığı hasarlara odaklanmak üzere programlandı.

İTÜ ve İTÜ-KKTC ortaklığında, TİKA'nın katkılarıyla Girne Acapulco Resort Otel'de gerçekleştirilen programın açılışını KKTC Cumhurbaşkanı Ersin TATAR, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer ŞEKER, İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail KOYUNCU, İTÜ-KKTC Rektörü Prof. Dr. Murat SARI ve TÜBA Asli Üyesi, TÜBA-Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Emin AYDIN yaptı. Çevre sorunları ve ötesini 6 oturumda 30 uzman konuştu.

Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın yürütücülüğündeki TÜBA-Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu tarafından hazırlanan çalıştayda çağrılı konuşmacılardan ilki olan Su Yönetimi Genel Müdürü Afire SEVER, “Türkiye’de Su Yönetimi Kapsamında Yapılan Çalışmalar, Güncel Yaklaşımlar ve Öneriler”i, Prof. Dr. İsmail KOYUNCU ise “Mikrokirleticiler ve Endokrin Bozucular”ı anlattı.

Devam eden programın 6 oturumunda; Küresel Sorun: Plastikler, Ekosistemlerde Plastik Kirliliği Sorunu, Küresel Sorun: Mikrokirleticiler ve Endokrin Bozucular, Sağlık Özelinde Mikrokirletici Sorunları, Kalıcı Organik / İnorganik Kirleticiler ve Taşınım Süreçleri, Kirleticilerle İlgili Politikalar, Güncel Yönetmelikler ve Uygulamaları başlıkları toplam 30 akademisyen ve uzman tarafından masaya yatırıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin TATAR, açılışta yaptığı konuşmada, İTÜ'nün, eğitim adası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kampüs açması ve çalıştayın ülkede düzenlenmesinin önemine dikkat çekerek, çalıştaydan çıkacak sonuç bildirgesinin hayırlara vesile olmasını diledi. Cumhurbaşkanı TATAR, “İklim krizi, karbondioksit salınımıyla dünyanın tehlikeli bir noktaya gittiğini hepimiz büyük bir tedirginlikle görüyoruz, izliyoruz, ulusal ve uluslararası toplantılarda çözüm arıyoruz. Fakat insanoğlunun bencilliği, aşırı hırsı nedeniyle ne yazık ki büyük bir mesafe de katedemiyoruz. Dünyamızın önümüzdeki 50 yılda 11 milyarlık bir nüfusa sahip olacağı öngörüsü korkutucu bir ihtimal olarak karşımızda duruyor. Karbondioksit salınımının yanı sıra karada ve denizde bulunan tonlarca atıktan dolayı canlılar olumsuz etkileniyor. Hastalıklara neden olan çevre kirliliğini insanlık biliyor ancak çare bulunması konusunda adım atmıyor. Çevre kirliliği sadece bulunduğu yeri değil tüm dünyayı etkiliyor. Karbondioksit salınımı ve doğaya atılan atıklarla çevre kirlenirken, gelecek olumsuz etkileniyor. Olağanüstü başarılara imza atan insanoğlu şimdilerde kendi kendini bir felakete sürüklüyor. Bu dünya bizden sonrakilere de aittir. Gelecek nesillerin en az bizler kadar refah içinde yaşamaları için tedbir almak zorundayız” dedi.

Dünyanın nimetleri ve kaynakları artarak tüketilirken, dünyanın olumsuz etkilendiğini belirten Cumhurbaşkanı TATAR, şunları kaydetti: “İnsanlık bilim ve teknolojide olağanüstü bir başarı sergilerken, doğayı da düşünmeli. İnsanlar bencil davranıyor, bugünü düşünüp geleceği düşünmüyor. Dünyayı gelecekteki insanlardan emanet aldık. Gelecek nesilleri düşünerek, hareket edilmeli”.

TÜBA Başkanı ŞEKER ise; "Her geçen gün bozduğumuz doğal kaynakların bizim yaşam alanımız olduğu gerçeğini unutarak, daha fazla para kazanmak için daha çok tüketmenin geçmişten gelen ve bugünkü faturasını ödüyoruz. Gelecek kuşakların bu faturayı ödememesi için bizler görevimizi yerine getirmek zorundayız. Bahsettiğimiz bu sorun artık bir yaşam mücadelesine dönüştü, dünyayı etkiliyor. Bu dünya yaşanabilir oluyor mu, olmuyor mu? sorusu gelecek kuşakların en büyük sorunu olacak. Ekolojik dengenin bozulmuş olması, biyoçeşitlilikteki halkaların kopmuş olması nedeniyle bizim ve çevremizdeki diğer canlıların artık eski tadında ve verimliliğinde olmadığını görüyoruz. Yediklerimiz, soluduğumuz hava ve dışarıdan aldığımız her türlü yabancı cisim merkezi sinir sistemimizin reflekslerini, üretimlerimizi olumsuz etkiliyor. Bu oldukça hassas ve multidisipliner bir başlık. Bu konunun Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kriterlerinde, uluslararası ilişkilerde devlet politikalarında, karşılıklı ticari anlaşmalarda, hayatımızın her alanında dikkat etmemiz gereken kuralları içerdiğini ve bize bu kurallara uyma zorunluluğunu hatırlattığını belirtmek isterim. Aileden başlayan çevre bilincinin okulla devam etmesi ve yeni kurulan ailelerin de çevre bilincine uygun yaşam sürmeleri için daha sade, daha basit hayat kuralları içerisinde olmalarını öneriyoruz. Tüketim sarhoşluğunun en büyük maliyeti kaybettiğimiz neslimizdir. Konunun sosyo kültürel ve sosyo ekonomik boyutlarıyla değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. G20 toplantılarında hep üzerinde durduğumuz iklim değişikliği, ardı ardına gelen küresel ve çevresel krizler, salgınlar ve felaketler dünyanın imdat çığlığı olarak çok açık görünüyor. Bu konuda hepimiz üzerimize düşeni yapmakla yükümlüyüz” dedi.

Prof. Dr. ŞEKER, son olarak KKTC Cumhurbaşkanı Ersin TATAR, Prof. Dr. Mehmet Emin AYDIN yürütücülüğündeki TÜBA-Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu üyelerine, İTÜ, İTÜ Kuzey Kıbrıs ve TİKA'ya çalıştayın düzenlenmesinde sergiledikleri iş birliği ve destekler için teşekkür etti.

COVID-19 salgını ve iklim değişikliğinin, karşı karşıya olduğumuz plastik atık krizine kamuoyunun dikkatini daha fazla çektiğini dile getiren İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail KOYUNCU, “Plastikleri çok daha akıllıca kullandığımız, daha da iyisi yeniden kullandığımız ve geri dönüştürdüğümüz, temelde sürdürülebilir ve döngüsel plastik ekonomisine geçişin en iyi yol olduğu bugün biliniyor. Bu çalıştayı sürdürülebilirliğin hayatımızdaki vazgeçilmez değerini vurgulamak ve kaynaklarımızı gelecek nesillere aktarmanın önemini hatırlamak üzere gerçekleştiriyoruz. Günümüzde çevre duyarlılığı, iklim krizine dair bilinçlenme ve sürdürülebilirlik konusuna olan ilgi büyük bir hızla artış gösteriyor. Bu ilginin artması, bilinçlenmenin ve duyarlılığın da artması anlamına geliyor. Bizler, akademide son yıllarda yaptığımız çeşitli çalışmalarla sürdürülebilirlik konusuna özel bir önem vermeye ve multidisipliner bir anlayışla dikkat çekmeye gayret ediyoruz” dedi.

Prof. Dr. AYDIN ise çalıştayda “Küresel Plastik Sorunu”, “Ekosistemlerde Plastik Kirliliği”, “Mikrokirleticiler ve Endokrin Bozucular”, “Mikrokirleticilerin sağlığa etkileri”, “Kalıcı Kirleticiler ve Taşınım Süreçleri”, “Kirleticilerle İlgili Politikalar, Güncel Yönetmelikler ve Uygulamaları” konuları ele alınacağını bilgisini vererek, elde edilecek sonuçların ve sunulan bildirilerin kitap haline getirilerek ilgili kişi ve kurumlarla paylaşılacağını da söyledi.